Hayat yolculuğumuzda her gün yeni vesilelerle karşılaşırız. Kimi vesileler bizi hayra, güzelliklere ve iyiliğe götürürken; kimi vesileler de şerre, kötülüğe ya da yanlışa sürükler.
Karşımıza çıkan her fırsat, bizi yönlendiren her hadise, bu hayat yolunda bir yol ayrımı gibidir. Ancak önemli olan, hangi yola girdiğimiz ve hangi vesileleri tercih ettiğimizdir.
Vesileler, yalnızca şahsi bir mesele değil, toplumun bütününe yön veren ve toplumun iyiliğine de kötülüğüne de aracı olan bir unsurdur. Bu dumda, vesileler hayatımızı anlamlandırır, tecrübeler kazandırır, yollarımızı aydınlatır.
Günümüzde birlik ve beraberliğe vesile olacak durumların ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz. Toplum olarak zorlu süreçlerden geçerken, bizi birbirimize yaklaştıran, ortak değerlerde buluşturan vesileler de çoğalıyor.
Felaket zamanlarında yardımlaşma, sosyal dayanışma örnekleri; birbirimizi daha yakından tanımamıza, hayatlarımızı daha fazla paylaşmamıza vesile oluyor.
Böylesi vesileler, insanın hem kendine hem de topluma olan bağlılığını güçlendirir, içindeki iyiliği ortaya çıkarır. Zira, vesileler bazen iyiliğin büyümesi için bir fırsat, bazen ise kötülüğün önlenmesi için bir uyarıcı olur.
Ancak her vesile iyiliğe veya güzelliğe aracı olmuyor.
İnsan bazen yanlış vesilelerin peşine takılıp kendini çıkmaz bir yolda bulabiliyor. İşte burada, kişinin vesileleri seçme şuru devreye giriyor.
Hayatta hangi vesileleri arayacağımız ve hangi yolda ilerleyeceğimiz konusunda şuurlu seçimler yapmalıyız.
Karşılaştığımız fırsatları, yollarımıza çıkan insanları ve olayları iyi tahlil edip değerlendirmeliyiz.
Güzel bir ayette şöyle buyrulur: “Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve O’na yakınlık için vesile arayın…” (Maide, 35). Bu ayet, insanın en doğru vesileleri araması ve bunları Allah’a yaklaşmak için kullanması gerektiğini vurguluyor. Ancak bu vesileler, şahsi arzularımız doğrultusunda değil, Allah’ın bize sunduğu ve İslam’ın gösterdiği ölçüler çerçevesinde seçilmelidir.
Günümüzde sıkça karşılaştığımız manevi boşluk, insanları yanlış vesilelere yöneltebiliyor. Maalesef bu arayış bazen insanları, dini değerlerle bağdaşmayan ve toplumun huzuruna zarar veren inanç ve uygulamalara da sürükleyebiliyor.
Zor zamanlarında manevi bir destek arayanlar, zaman zaman popüler kültürden veya hurafelerden medet umarak asıl olandan uzaklaşabiliyor. Bu tür durumlar, hem kişinin inancına hem de topluma zarar veriyor. Oysa ki, insanın ihtiyacı olan vesileler, Allah’ın bize gösterdiği yolda, ibadetlerimizde, ahlakımızda ve güzel amellerimizde saklıdır.
Toplumda iyiliği yaymak için de güzel vesilelere ihtiyaç var.
İyi insanlar ve kötü insanlar, hayata farklı vesilelerle yön veriyor. İyiliği ülkü edinen insan, yolunu doğru vesilelerle çizerken; kötülüğü gaye edinen de şerri besleyen vesileleri tercih ediyor.
Bu durumda, hayat yolculuğumuzda kimlerle yol aldığımız, kimlerle beraber olduğumuz da büyük bir anlam kazanıyor. İyi insanların yanında olmak, onlarla dostluk kurmak, topluma hayırlı işler yapmak için bize yardımcı olurken; kötü insanlar, vesile olarak bizleri yanlış yollara yönlendirebilir.
Bu yüzden, birlikte yürüdüğümüz insanlar, karakterimize ve hayatımızın gidişatına doğrudan etki eden birer vesiledir. Bugün çevremize bakarak, insanları iyiliğe, dostluğa, dayanışmaya yönlendirecek vesileleri çoğaltmak için çaba göstermeliyiz.
Zamanımızda teknolojinin ve sosyal medyanın da vesile olarak farklı alanlarda etkili olduğunu görüyoruz. Teknoloji, bilgiye ve doğru yönlendirmelere ulaşmamız için bir vesile olabilirken, aynı zamanda yanlış bilgilere, kötülüklere ve yozlaşmaya da vesile olabiliyor. Teknolojiyi, doğru bilgiye ulaşmak, faydalı içerikler üretmek ve topluma katkı sağlamak gayesiyle bir vesile olarak kullanmak, her bireyin üzerinde düşünmesi gereken önemli bir konudur.
Vesileler hayatımızın her alanında, her seçimde karşımıza çıkar.
Allah’a yaklaşmak için nasıl meşru vesileleri aramamız gerekiyorsa, hayatımızda iyilikleri artırmak ve kötülüklerden uzak durmak için de doğru vesileleri seçmemiz gerekiyor. Bir mümin, kendisine ve topluma hayırlı vesileler aramalı, her vesileyi hayra dönüştürme çabası içinde olmalıdır.
Hem şahsi hem de oyal olarak, doğru vesileleri bulmamız ve bunları kullanmamız, huzurlu bir toplumun kapılarını açacaktır. Vesilelerin kıymetini bilerek, iyilikle dolu bir yolculuğa adım atmak, bizleri hem bu dünyada hem de ahirette saadete ulaştıracaktır.