Yetkililerin açıklamalarına göre iddia edildiği gibi polis kampüse zorla girmedi. ODTÜ rektörlüğünden talep neticesinde polis içeri girmiştir. Başbakan Erdoğan ve erkanın Göktürk-2 uydusunun fırlatma törenine katılımı dolayısıyla da Ankara Eminiyet Müdürlüğüne Rektörlük başvurarak güvenlik önlemlerinin alınmasını istemiştir.
ODTÜ’de eylemcilerin büyük kısmının başka Üniversitelerden geldiği de tespit edilmiştir.
Tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen öğrencilerin suç kayıtlarına göre. Tamamının marjinal sol ve bölücü örgütle irtibatlı. Dev-Yol, DİSH ve MLKP gibi örgütlere üye oldukları tespit edilmiştir.Bu eylemciler büyük kısmının 'yaralama', 'terör propagandası', 'suç örgütü üyesi olma' ve 'terör örgütü üyesi olma' suçlarından da sicili bozuk olduğu kayıtlar arasındadır. Bu arada eylemcilerin evlerinde yapılan aramada namlusu değiştirilmiş ve çelik bilye atabilen kuru sıkı tabanca da çıkıyor.
Tören bittikten sonrada eylemlere devam eden öğrenciler rektörlüğün camlarını kırdılar. Eylemcilerin ısrarı üzerine Rektörle görüşen Öğrenci temsilcisi 4 maddelik talebe göre rektörden kamera kayıtlarını polise vermemesi, soruşturma açılmaması, özel güvenliğin toplantı salonuna alınmaması ve medyaya polisin kampusa zorla girip şiddet uyguladığı yönünde açıklama yapması istendi.
Geçmişte darbeler yapılmadan önce Üniversiteler karıştırılarak darbelere zemin hazırlanırdı. Üniversitelerde öğrenciler, şu veya bu sebeplere dayalı olarak başlattıkları eylemleri sokaklara da taşıyarak vatandaşı da içine çekebilecek bir metot izlerdi. Hiçbir eylem öğrencinin plan ve programına göre düzenlenmez. Üniversitelerde baş gösteren eylemlerin yüzde doksan dokuzu Türkiye aleyhinde çalışanların ortaya koyduğu bir projedir. ODTÜ’de varlığını gösteren eylemlerde bir projenin varlığını işaret etmektedir.
Üniversiteleri karıştıranların gayesi bir şeye tepki göstermek değil sadece karıştırmaktır.Keşke geçerli sebeplere dayanarak tepki verebilseler. Keşke Türk Kimliğini çarçur etmek isteyen kimselerin oyuncağı durumuna düşmeseler. Karıştırmak için karşılarında kimin olduğu çok ta önemli değildir. Devlet olur, polis olur, Devlet erkanı olur veya Ülkücüler olur… Ama birileri mutlaka olur… Mesele üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olunca üzümün akı-karası bahane olur… Bahaneler arkasına sığınarak Ülkemizin bölünmesine kimse kastedemez. Ülkemizin bölünmesine yol açacak İktidar dahi olsa durumun vehim noktası ihanettir. İhanet, kabul edilemez bir davranış biçimidir.
ODTÜ’ de hadiselerin arka planlarına bakmak gerekir.
Gündemde tutulan ve hala tartışılmakta olan eylemleri masum bir öğrenci eylemi olarak değerlendirmek olayların özendirilmesine ve diğer Üniversitelerde de yaygınlaşmasına yol açarak önü alınamayacak sıkıntılarla karşı karşıya kalmak demektir Çeşitli sol örgütler tarafından sahneye koyulan bu tür eylemler, yarınlarda karşı gurup olarak görülen ülkücülere yönelirse Üniversiteler yaşanmaz hale gelebilir. Bu anlamda yetkililer mutlak surette eylemlerin arkasındaki proje sahiplerini ortaya çıkartmalı ve gereken önlemleri almalıdır.
Eminyet Müdürlüğünün de ortaya koyduğu tabloya baktığımızda sol örgütlerin ODTÜ’de Profesyonel biçimde hazırlandığı görülür. Emniyet ODTÜ eylemini gerçekleştirenlerin Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP/C) gençlik yapılanması Gençlik Dernekleri Federasyonu; Marksist Leninist Kominist Parti (MLKP) gençlik yapılanması Sosyalist Gençlik Derneği; Devrimci Sosyalist İşçi Hareketi (DSİH) örgütün legal yapılanması Kaldıraç ile Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (THKP/C) Devrimci Yol örgütü gençlik yapılanması Öğrenci Kolektifleri olduğunu tespit etmiştir zaten.
Üniversitelerde bundan sonra da sol örgütler boş durmayacaktır. Sol Örgütler belki devlet güçleri ile karşı karşıya gelmek istemeyecektir ve fakat Vatanını, Milletini seven gençleri tahrik ederek projenin tamamlanması için görevlerini ifa edeceklerdir. Burada bu konuda duyarlı ve şuurlu olması gereken elbette Milliyetçi, Vatansever gençler olacaktır. Bu gençler, Sabır ve sükutunu koruyacak, piyon olmayacak veya projenin bir parçası konumuna düşmeyecektir. Devletin polisi , Jandarması ve onu yönetecek, yönlendirecek iktidar mevcudiyeti buyursun gereği gibi hareket ederek asayişi sağlasın diyoruz. Açılım Politikası gibi bir davranışla açmaza girmeden tabi.