Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış..hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış.Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar.Ve yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:'' zavallılar! hiç bir zaman başaramayacaklar!'' Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine çıkmayı başaramayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar.. Seyirciler bağırıyormuş:'' Zavallılar!Hiçbir zaman başaramayacaklar...!'' Sonunda bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. ama kalan son kurbağa büyük bir gayretle mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş:'' Bu başarının sırrı nedir dostum?'' Ama yanıt alamamış.O anda farkına varmışlar ki.....Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Hayat içerisinde o kadar çok olumsuzluklarla savaşıyoruz ki, gerçekten bazen kahrediyoruz. Savaşmaktan, mücadele etmekten yorgun, bitkin düşüyoruz. Korkularımız artıyor, umudumuz kırılıyor, aklımız karışıyor, ‘banane’ cilik bize hakim olmaya başlıyor. Çok rahat yapabileceğimiz ve üstesinden gelebileceğimiz işleri dahi yapmaktan imtina ediyoruz. Bırakın aydınlık geleceği, mum ışığında bile yaşamanın bize getireceği külfetten, eziyetten ceremeden korkuyoruz. Doğru bildiğimiz yolda adam gibi yürümekten bıkkın hale geliyoruz.
Gördüklerimiz ve duyduklarımız karşısında kendi gölgesinden bile korkar hale gelen bir toplum haline gelmişiz. Ölümü gösterip sıtmaya razı bırakılan yığınlar gibiyiz…
Bana dokunmayan bin yaşasın, köprüyü geçene kadar ayıya dayı, Bal tutan parmağını yalar. Her koyun kendi bacağından asılır, battı balık yan gider gibi sayamadığımız bir sürü sözler içinde bulunduğumuz toplumumuzla ilişik hale getirilmiştir.
Büyük ümit ve hayallere yürüyen insanlar, her türlü eza ve cefayı göze alarak doğru bildiği yolda yürüyerek hedefine varmaya çalışmalıdır. kendisi hedefe varmasa da bir cesaret ve fedakarlık göstererek ardından gelenlere yolu açarak veya kolaylaştırarak kahramanca bir hayat yaşamış olacaktır.
Küçük kafalı, ancak zar kadar beyni olan insanlar gibi kişileri konuşarak ömrünü tamamlayanların Allah indinde de bir değere sahip olamayacakları muhakkaktır.
Sağır olmak en iyisi galiba… kurbağa da olduğu gibi…
Türk Milletinin geleceğiyle ilgili çok önemli kararların alındığı günümüzde Türk Milliyetçileri, Türk İslam Hareketinin yegane temsilcileri ülkücüler, birlik ve beraberlik halkası içerisinde gevşemeden, karamsarlığa kapılmadan, umudunu kırmadan Hak bildiği yoldan ayrılmadan hedefe doğru azim ve kararlılıkla yürümek zorundadır.
İşin sonunda, Sıtmaya razı bırakılan Türk Milletinin sıtmadan kurtuluşuna vesile olacak ölüm olsa dahi…