Bazen içimizde umut orduları kurarız. Bu umut ordularıyla yarınlarımıza, hayallerimize doğru koşarız. Umut adını verdiğimiz askerlerimiz ve komutanlarımız, en zorlu mücadeleleri bile göğüsleyebilecek nitelikte ve donanımdadır.
Hayalini kurduğumuz yarınlardaki sevdalarımıza, ülkülerimize; yüreğimiz kadar sabrımız, azmimiz ve umudumuzla da koşarız. Her umduğumuzu bulduğumuzda, yeni umutlara, yeni ülkülere, hatta yeni Kızılelmalara yepyeni bir heyecanla koşmaya devam ederiz. Yorulmadan, bıkmadan, mücadelemizin sonunda ölmek ihtimalini bile düşünmeden, bildiğimiz yolda yürümekte kararlıyız.
Umut Liderleri
Her umudun beslendiği kaynaklar vardır. Umut kaynakları, büyük umutlar vadeden umut liderleri tarafından sağlanır. İçimizdeki askerler, bu kaynaklardan beslenir. Umutsuzluğun olduğu yerde akıl, zeka ve dolayısıyla hareket kabiliyeti kaybolur. Belki de lider olmanın en önemli özelliği ümitvar olmaktır; çünkü karamsar ve umutsuz insanlar ne kendileri için bir hedefe ulaşabilir ne de çevresindeki azimli insanların tükenmesine engel olabilirler.
Umutlar, diğer umutlarla birleşerek güç kazanır. Umutların tükenmesi, et ve kemikten ibaret birer kütle haline gelmek demektir. Umutsuzluk boşluktur ve doğa boşluğu sevmez. Sizin doldurmadığınız boşlukları başkaları doldurur; o boşluk bir şekilde giderilir.
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Umduklarımızla birlikte kabuğu kırabilir, anlam dünyasına ulaşabiliriz. Umduklarımızla yola firesiz devam edebilir, kartopu gibi çoğalarak engelleri ve uzakları aşabiliriz. Bir yay, bir ok, bir sadak umduğumuzdur; hedefe gönderdiğimiz oklar ise umutlarımızdır. Tüm hazırlığımızı tamamlayıp iyi nişan almalıyız ki, atışımız tam isabet olmasa da “Hedefe varmayan mızrak utansın!”
Umutsuzluk, kör bir kurşun gibidir; umuda kurşun işlemez. Yüreğimizdeki umut bahçesinde oturmayacak ne sabır, ne azim, ne de gayret vardır. Önemli olan, umut dolu dünyaları karanlıkta bırakmamaktır. Mevlana, “Üzülme” der ve “Bir yanda korkun bir yanda umudun varsa iki kanatlı olursun, tek kanatla uçulmaz zaten,” diyerek umudun insanlar için ne kadar değerli olduğunu vurgular. Yüksek gayelere ulaşabilmek için umut, bir araç yakıtı kadar önemlidir. Umut ışıklarını söndüren kişiden hayır beklenmez. Umut liderleri, umudu sönmüş insanların umut ışıklarını yeniden yakma yeteneğine sahip olan, Allah’ın bahşettiği özelliklere sahip kişilerdir.
Ülkücü irade olarak tanımlanan, inanmış dava adamlarından oluşan toplulukların hayallerini süsleyen, geleceğin düzenine ulaşma istek ve arzuları, umutlarının zirvelerde gezdiğine işaret eder. Bu umutları söndürmeye Allah’tan başka kimsenin gücü yetmez. Ancak ülkücü iradenin tecellisi ve hakim olması elzemdir.
Unutmamalıdır ki, umudunu kaybeden insanların artık kaybedecek başka bir şeyi yoktur. Umut ettikleri ile umdukları arasında bir bağ kuramayan insanlar ya yeni umutlar peşinde koşar ya da hem kendilerini hem de umut verenleri hüsrana uğratırlar.