Türkiye’yi kana bulayan, güvenlik görevlilerimizi şehit eden, kundağında, beşiğinde, bebeleri acımasızca öldüren, bu vatanın birliğini, dirliğini bozmaya çalışan, her türlü ihanetin içinde olan ve her türlü ihanet şebekeleriyle iş birliği yapan, PKK ve uzantılarıyla, masaya oturuyor, anlaşabiliyor, ortak hareket ediyorsun; çok masum olarak başlayan ‘Gezi Parkı’ protestosuna şiddet kullanarak cevap veriyorsun.
İnsanlar üzerine gaz bombaları atıyor, orantısız güç kullanıyor, en doğal hakları olan protesto gösterilerine izin vermiyorsun!
Sonra olaylar büyüyor…
Şiddet, Şiddeti doğuruyor. Sokak hareketlerine alışık olan bir takım örgütlerin özellikle aradığı malzemeyi kendi ellerinle veriyorsun…
Fırsatları değerlendiren istismarcılar, halk düşmanları, provokatörler, olayların büyümesini sağlayarak sokak hareketlerini başlatıyor. Tüm Türkiye’ye yayılıyor. Masum başlayan gösteriler zulme dönüşüyor, korku ve paniğe yol açıyor… İnsanlar zarar görüyor…
Hala bitmemiş olan sokak hareketleri iktidarın belini büken ilk hareket olmuştur. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hala bazı hususlarda diretiyor ve inatlaşıyor olması sokak hareketlerinin şu veya bu sebebe dayalı olarak devam edeceğini gösteriyor. Şimdi ise, bit ve pire için yorgan yangını ile karşı karşıyayız.
Kritik bir süreçten geçiyoruz. Toplum patlamaya hazır bir bomba haline gelmiştir. İnsanların içinde biriken gaz açığa çıkmış ve tahribatlar meydana getirmiştir. İyi yönetilemeyen toplumsal olaylar çoğu zaman her yeri yıkarak gelen bir sel gibidir. Önüne koyabileceğiniz hiçbir barikat fayda vermeyecektir. Ancak, iyi bir yönetim anlayışıyla taşkınlıkları önleyebilir, selin barikatları aşmasını engelleyebilirsiniz.
Dünyanın birçok ülkesinde toplumsal olaylar iyi yönetilememesi neticesinde halk ayaklanmasına dönüşerek ortaya korkunç manzaralar çıkmıştır.
AKP, kendisi gibi düşünmeyen herkesi düşman olarak görmüştür. İnsanların düşüncelerine ve iletişimine ket vurmuştur. Medyanın ekseriyetini kendi memuru haline, yandaş haline getirmiştir. Yüce Milletimizin kutsal saydığı kıymetlere dil uzatmış, ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Bu ülkeyi kana bulayan acımasız, canavar ruhlu insanlarla anlaşma cihetine gitmiştir.
Ne oldu? kendi kendini tüketen bir mum haline geldi.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücüleri, her olayın içine çekme modası başladı birde. Türk milliyetçileri, Ülkücüler bu gayret ve düşünceleri boşa çıkaracaktır. Ülkücüler bu tür tezgâhların ve olayların içine girecek kadar ne ahmak ne de cahildirler. Vatanını sevenler hiçbir şekilde bu tür tahribatlara sebep olmaz. Onların vicdanları buna müsaade etmez.
Takriben bir haftadır devam eden gösterilerde yapılan tahribat her ülkücüyü derinden yaralamaktadır. Bu tür sosyal çalkantılarla huzur ve güven tahribatı da yapılmaktadır. Bütün bunların sebebi her ne kadar siyasi otorite ve iktidarın beceriksizliği ise de Ülkücülerin gönlü, huzurdan, güvenden, birlik ve beraberlikten yanadır.
Milliyetçi Hareket Partisi Siyasi atmosfer içinde üzerine düşen her ne varsa yapacağına olan inancımız tamdır. Türk Milletinin MHP’ye şiddetle ihtiyacı vardır.
Protestolar en doğal haktır. Elbette insanlar kötü yönetimlere tepkilerini göstereceklerdir. Duyarsız bir toplum zaman içinde köleleştirilen bir toplumdur. Ancak tepkiler gösterilirken yakıp-yıkmakta kimseyi haklı duruma getirmez.