Gümbür gümbür gelen bir gençlik var.
Her ne kadar onlara "Z kuşağı" denilse de; eğitim, araştırma, teknoloji ve hızla gelişen inovasyonla ilerliyorlar.
Öğrenme istekleri, tarih bilgileri ve bizzat gezerek keşfettikleri şehirler ve ülkelerle doludurlar.
İnançları ve netlikleri takdire şayan. Arafta kalan duyguları yok birçoğunun; menfaatsiz, kendi belirledikleri trafik ışıkları ve rotalarıyla heyecanla faydalanmak istedikleri icatlara yöneliyorlar.
Saygı ve sevgi verirseniz, alırsınız diyorlar; bu bakış açısı, onların dik duruşunun göstergesi. Gösterdikleri performans, istekleri doğrultusunda. Çoğu ne istediğini çok iyi biliyor.
Teknoloji ve modernlik adına şikâyet eden orta yaşlı ebeveynler, sosyal medyanın dışına çıkamıyor. Üretim, lojistik, iç ve dış ticaret ile yenilikçi fikirler tazelenirken; robot teknolojisi, elektronik makineler ve insansız hava araçları gençlerin büyük ilgisini çeken alanlar.
Vakit onlar için çok değerli. Eskiden sokaklarda gezen gençler, artık tarihi yerleri gezip seyahat eden gençlere dönüştü.
Kavgalar bile eskiye nazaran daha az. Laf atma, ortam anlaşmazlıkları gibi meseleler ise genellikle orta yaş grubuna ait.
Gençlerin birçoğu okurken çalışıyor; bazıları erken evliliğe karşı, bazıları da kaliteli bir yaşam adına gelecekte sağlam temeller atmak istiyor. Garantici bir nesil geliyor. "Gözü kara olacak bu iş" naraları, icraata dönüşüyor.
Telgraf, mektup, santralli telefonlar, sabit TV kanalları, soba başı sohbetleri, davetsiz çalınan kapılar, menfaatsiz güvenilir komşuluklar, kara tahtalar, işini aşkla yapan öğretmenler, pazar alışverişleri, topluma saygı, büyüğe hürmet ve küçüğe sevgi…
Tüm bunların azaldığı bir dönemde, yeni nesil karşımızda.
Bu çocuklar üstün zekâya sahip; çünkü bu teknolojiye herkes ayak uyduramaz. Bu kadar zorluğun üstesinden geliyorlar; amaçları pırıl pırıl. Acaba mı demiyorlar; dikenlere basarak koşuyorlar. Eksik skorla başladıkları hayata, altın vuruş yapıyorlar.
Peki Nerede Hata?
Z kuşağı saygısız mı, yoksa diksiyon eksiklikleri mi var? Yoksa temeller mi sağlam değil?
Öncelikle X ve Y kuşağı manzarası ile büyüyen bir Z kuşağı var. Peki, nerde yanlış var ki bu çocuklar konuşurken bile aynı lisana sahip değiller? "Hacı," "hoca," "kanka," "panpa," "hafız" gibi lakaplar dillerinde; ya da neden doyumsuzlukla suçlanıyorlar? Yeni nesil denildiğinde isimleri hep olumsuzluk ekidir.
Yeni nesil, yeni çağ, hızla büyüyen teknoloji, mahremiyet sınırlarını aşan sosyal medya, edep çerçevesini zorlayan diziler, fazla zeki telefonlar, keyif verici maddelerin ilkokula kadar inmesi, din işlerinin cemaat adı altında kötü örnek teşkil etmesi, kadına, çocuğa ve hayvana şiddetin artması…
Peki, bunların hangisini yeni nesil yapıyor? Bu tür olayların yaş ortalaması nedir diye sormalı ve “Ne bu şiddet, ne bu celal?” diye X, Y kuşağına hatırlatmalı.
Eskiden ev içinde yaşananlar mahrem sayılır, dışarıya yansıtılmazmış. Şimdi ise özel hayat gözler önünde ve ne acıdır ki bunu yapan da Z kuşağı değil.
Aşk, sevgi, meşru ilişkiler, yasal olmayan evlilikler ve lider olma arzusu… Kimse kızmasın ama sanırım rol model olma konusunu yanlış anlayan bir orta yaş kuşağı var.
Modern çağa ayak uyduran bir kuşak var ama yalnız değiller. Başta gelen önceki nesiller sağ olsun.
Bir ortamda yediden yetmişe herkesin elinde telefon, sohbet yok; hatır sorma gelişi güzel, yarış deseniz mal, mülk çetelesi…
Peki, bu gençler kimin?
Rol model olunmalı, manzara güneşli çizilmeli. “Ben kusursuzum” diyerek köşeye çekilip izlememeli, vebali ağır olur. Yollar karanlıksa ışıkları kim söndürdü diye sorarlarsa, verilecek bir cevap olmalı.
Amine hocam iyiki varsınız????????????