30 Mart Pazar günü Ramazan bayramının birinci günü.
29 Mart Cumartesi günü başlayan resmi tatil 9 günlük bir uzatma yapılarak bayram için şehir dışına çıkmak isteyenler için güzel bir mola ve motivasyon olmalıdır.
Ah, eski bayramlar diye klasik belki çoğumuzun dilinde olan bir sözle giriş yapıyorum yazıma.
Neden ne oldu eskiyi bu kadar yad eder olduk, geleceğe yönelik planlar yaparken umutsuz ve yorgun zihinler, geçmişi özleyen geriye bakan bir toplum haline geldik.
Eskiden bayrama yakın gün sayılır büyük, küçük heyecanla bekler evlerde hazırlıklar yapılır sokaklar temizlenir, bayram alışverişleri çıkılırdı.
Peki ne değişti heyecan yerine bayram gelsede tatil yapsak, dinlensek veya biraz uzaklaşsak diye akrabalar yerine tatil merkezleri tercih edilir oldu.
Ekonomik destek alınarak bile olsa böyle tatillere gitmek tabiri caizse, kaçmak yalnız kalmak toplumun ciddi bir bütünlüğünde bu serzeniş yerini aldı.
Sahi aile demek neydi?
Bir evin içinde yaşayanlar mı yoksa akrabalar ve yakın dostlar mı?
Artık nerdeyse telefonla dahi bayram kutlanmıyor toplu mesajlar atılarak hal, hatır sormaksızın başkasının lisanıyla yazılmış soğuk bir mesaj vicdanları mutlu eder hale geldi.
Böyle yazarken olayın ciddiyetini bir kez daha anladım ve korkunç bir manzara gördüm.
Toplum bireyleri artık birbirine tebessüm etmeyi dahi çok görüyor biz bayram kutlaması diyoruz dedim.
Peki Türk toplumunda bayram ve gelenekler herşeyden ziyade islami reçete neyi anlatıyor.
Bayram'ın dini, ırkı, rengi olmaz öncelikle bunu belirtmek isterim lakin Ramazan'ı Şerif bayramı Müslüman aleminin hasat bayramdır.
Bir ay oruç tutan, tutarken sabrını, vefasını, merhametini, sadakasını yeniden tefekkür eden bir millet nasıl olurda hasat zamanı gül'e değil de dikenine talip olabilirdi.
Bir gül tohumu ekiyorsunuz sabırla sulayıp, büyütüyorsunuz, güneşten koruyor, soğuktan saklıyorsunuz lakin tam gül açmış güzel kokusunu sunmuş koparıp atıyorsunuz evet tam olarak böyle denebilir.
Tam olarak burada Mümin olarak unuttuğumuz bir şey var sıla-i rahim çevremiz ne kadar anlaşılmaz ve geçinmesi zor olsada güzel ilişkiler her daim vardır, yok olduğunu var sayalım o zamanda sıla-i rahim devreye giriyor...
Etrafınız, akrabalar, komşular yılda iki kez ziyaret etmeyi hakketmiyor mu?
Yılda iki bayram sadece hal, hatır sormak için ziyaret etmek çok zor olmamalı.
Sonbahar geliyor ağaçlar yaprağını usulca yere bırakıyor eşsiz bir manzara izliyoruz ve derken bahar geliyor her yer çiçek şenliği, yeşilin her tonu yeryüzünü kaplıyor insanoğlu bu eşşiz güzelliğe hayran, hayran bakıyor içi ısınıyor sayısız fotoğraf çekiyor bir çoğu bu manzarayı bizlere bahşeden Yaratıcı, Yatatılanı bu kadar severken bizler beşeri olarak neden bu kadar duyarsız ve hisleri alınmış bir toplum olduk.
Toplumun siyasi görüşü, dini, ırkı, rengi özgürlük hakkıdır lakin kulluk hakkı işte o çok ince bir çizgidir ki,
Toplum mahremiyet ve edebi değerlerini hızla kaybediyor saygı ve sevgi gibi temel duyguları yıkıma uğratarak beraberinde kültürel değerler yok olmaya mahkum ediyor.
Peki bunları yapanlar kim, bu kadar kötü insan nerede bunun tek cevabı herkesin kendini haklı gördüğü bir toplumda haklı yoktur maalesef herkes haksızdır.
Bu gün bayramda çocuklarını alıp tatile gitmeyi tercih eden ebeveynler bir gün bayramı yalnız geçirmek zorunda kalırlar.
Gençlere bırakacağımız mirasları toğrağa gömerek gidemeyiz.
Herkes haklı olduğunu savunuyorsa taşı elinde değil, yüreğinde taşımayı bilmeli...
Bir Atasözü vardır "Baş yarılır fes içinde kalır"
Toplum olarak bizler üzerimize düşen manevi görevleri yerine getirmekle sorumluyuz.
Bayram arefe günü başlar, mezarlık ziyareti, ikramlıklar, güzel kokular, mahalle temizliği, yetim ve muhtaç olan yaşlılara istekleri sorularak bayram sabahına hazırlanılır bunu yaparken aile de herkese bir görev verilir ki, gelecek nesil bunu reçete bilsin.
Tanıdık veya tanımadık o kadar çok yalnız yaşlılar var ki, pencere önünde birilerinin gelmesini bekleyen ve bir çoğunun evladını beklediğini unutmayalım.
Bizler bunca güzelliği görmezden gelemeyiz inanın yorgunluğunuz dinecek, yüreğinize cila çekeceksiniz tatiller veya sevdiklerinizden uzak bir bayram sizi her daim daha fazla gönül yorgunluğuna mahkûm edecektir.
Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım, nice sağlıklı, huzurlu, bereketli bayramlar dilerim.
Yolunuz gül renginde, gül kokusunda olsun her daim.
Gönlü güzel yazarım inşallah bayramların hep ferah ve aydınlık olur kalemine yüreğine sağlık ????????
Yine harika bir yazı değerli hocam ????????????
Kıymetli Amine hocam yüreğinize sağlık bayramınız mübarek olsun iyiki varsınız
Tebrikler ve teşekkürler bu anlamlı günleri, anlamlı ifadelerle hatırlattığınız için... Hayırlı Bayramlar ????????