25 Mart 2009’da, Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde seçim çalışmaları sırasında yaşanan helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu, aradan geçen 16 yıla rağmen milletin yüreğinde aynı sarsıcı acıyla anılmaya devam ediyor. Zaman geçse de hatırası silinmiyor, aksine daha da büyüyor.
Bazı acılar zamana meydan okur; derinleştikçe ağırlaşır, ama özlemle birlikte büyür. Yazıcıoğlu'nun adı anıldığında gözlerde bir parıltı, yüreklerde ise tarifsiz bir sızı hissedilir.
O, yalnızca bir isim değil; duruşuyla, karakteriyle hafızalarda yer edinmiş bir insandır.
Hayatını bir ideale adayan bu kutlu lider, sadece siyasi görüşleriyle değil, ilkeli duruşu, dürüstlüğü, vatan aşkı ve insan sevgisiyle hafızalara kazındı. Onu özel kılan, halkının derdiyle içten bir bağ kurması, adaleti her zaman ön planda tutmasıydı.
Sadece bir siyasetçi değil, halkın sesi, milletin vicdanıydı.
Zihninde taşıdığı adalet ve doğruluk mefkûresi, ömrüı boyunca onun pusulası oldu. İnandığı yolda yürürken yalnızca kendi çevresini değil, geniş kitleleri etkileyen bir rehberdi.
Halkının güvenini sarsılmaz bir duruşla taşıdı; söyledikleriyle, yaptıklarıyla örnek oldu.
Onun hayatı, adaletin, hakkaniyetin, sevginin ve cesaretin sembolüdür. Bu yönüyle yalnızca bir siyasetçi değil, bir toplum önderi, yol gösterici ve ilham kaynağı olarak anılmaktadır. Bıraktığı izler, yazılı metinlerden öte, gönüllerde yaşamaktadır.
25 Mart 2009, sadece bir ölüm tarihi değildir. O gün, millet vicdanında bir yara açılmış; değerlerine sahip çıkan, halkına umut olan bir lider sonsuzluğa uğurlanmıştır. Fakat ardında bıraktığı ışıltılı iz, bugün hâlâ yürekleri aydınlatmaktadır.
Yazıcıoğlu’nun ardından geçen yıllar, onun kıymetini daha da artırmış, inandığı değerleri daha fazla anlamlandırmıştır.
O, yalnızca bir kişi değil; ideallerin vücut bulmuş hâli, halkına duyduğu sevdayla yoğrulmuş bir ömürdür.
Bu kayıp, sıradan bir vedadan fazlasıdır.
Türk milleti; dürüstlüğün, vatanseverliğin ve adaletin simgesi bir liderini yitirmiştir. Ancak onun ardından kalan değerler bütünü, bugün de yaşamaya devam ediyor.
Yazıcıoğlu’nun duruşunu hatırlamak, bir özlemden öte sorumluluktur.
O, halkının yanında olmayı sadece sözle değil, tüm benliğiyle yaşamış bir liderdir.
Dik duruşu, güven veren ifadesi ve halkıyla kurduğu gönül bağı, bugün de genç nesillere ilham olmaktadır. Her zorlukta, her adaletsizlikte, onun yolunu takip etmek; geçmişin izinden geleceğe yürümektir.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun adı, yalnızca anmalarda değil; hak arayışında, vicdanda, adalet mücadelesinde varlığını sürdürmektedir. Bu miras, yaşayan bir harekettir.
Çünkü onun arkasında bıraktığı, yalnızca bir hayat değil; doğrulukla yoğrulmuş bir ülküdür.
Hayatı boyunca sürdürdüğü mücadele, bir siyasetçinin değil; halkına adanmış bir insanın yürekten gelen çağrısıydı. Bu çağrı, bugün de duyulmakta, hissedilmekte ve yaşatılmaktadır.
Türk milleti onu bir siyasetçiden ziyade; bir öğretmen, bir kahraman, bir yol gösterici olarak hatırlamaktadır.
Çünkü Muhsin Yazıcıoğlu, hayatını yalnızca kendine değil; milletine adamış bir lider olarak, gönüllerde yaşamaya devam etmektedir.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Ömrünü Türk milletinin varlık mücadelesine adamış Şehit Liderimiz’i rahmet ve minnetle anıyoruz.
Gençliğim dedim “Ver” dediler.
İstikbalim dedim “Yok” dediler.
Kanım dedim “Dök” dediler.
Canım dedim “Milletin” dediler.
Sevdim dedim “Suçtur” dediler.
Ve çığlıkla yarıldı karanlık…
Sevgimi çarmıha gerdiler.Muhsin Yazıcıoğlu
Allah rahmet merhamet etsin mekanı cennet makamı âli olsun????
Allah rahmet merhamet etsin mekanı cennet makamı âli olsun ????
Çok güzel yazmışsınız hocam sağ olun var olun okurlen gözleriö doldu???? Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah ????????
Harika değerli bir yazı yüreğinize sağlık değerli hocam ????????