Her yıl kış aylarında okullarda aynı senaryoyu yaşıyoruz. Hava durumu günler öncesinden belli olmasına rağmen, kar tatili kararları son dakikada alınıyor. Veliler, öğrenciler ve öğretmenler, sabahın erken saatlerinde belirsizlik içinde yola çıkıyor ve çoğu zaman iş işten geçtikten sonra tatil haberi geliyor. Peki, bu çile neden bitmiyor? Kar tatili kararlarını daha erken almak bu kadar zor mu?
Meteoroloji günler öncesinden yoğun kar yağışı ve buzlanma riskine karşı uyarılarda bulunuyor. Ancak yetkililer, sanki karın yağmasını görmek zorundaymış gibi, tatil kararlarını genellikle sabahın ilk saatlerine bırakıyor. Oysa birçok bölgede yollar sabahın erken saatlerinde en tehlikeli halini alıyor. Buzlanma, tipi ve görüş mesafesinin düşmesi gibi olumsuzluklar tam da insanların yola çıkmak zorunda olduğu saatlerde etkili oluyor.
Özellikle yüksek rakımlı bölgelerde görev yapan öğretmenler ve öğrenciler için bu durum daha da büyük bir sorun. 1200 metre rakımlı bir köy okulunda çalışırken defalarca bu duruma şahit olduk. Sabah erkenden yola çıktık, yollar karlı ve buzlu, araçlar yolda kaldı, iterek kurtarmaya çalıştık. Günümüz geri dönebilmek için mücadeleyle geçti. Peki, bu yaşananlar önlenemez miydi? Elbette önlenebilirdi. Eğer tatil kararı akşamdan ya da en geç gece saatlerinde verilseydi, kimse sabahın köründe bu çileyi çekmek zorunda kalmazdı.
Geç alınan kararların sadece insanları zor durumda bırakmadığını, aynı zamanda trafik güvenliğini de tehdit ettiğini görmek gerekiyor. Kar tatilinin geç açıklandığı günlerde, yollarda kayan araçlar, kaza yapan otobüsler ve saatlerce mahsur kalan insanlar görmek artık sıradan bir manzaraya dönüştü. Peki, bütün bunlar neden yaşanıyor? Kar tatilini erkenden ilan etmek yetkililer için bir kayıp mı? Daha erken karar verilse ne olur? Belki birkaç saat fazla uyuyan çocuklar olur, belki gariban birinin hayır duasını alırız, belki de bir kazayı önlemiş oluruz. Ama yok, illa ki insanları yola çıkaracağız, sonra yolların kapandığını anlayıp tatil edeceğiz ve insanları perişan edeceğiz.
Bu sorunun çözümü aslında çok basit. Meteorolojinin tahminleri dikkate alınarak riskli bölgeler için tatil kararları akşamdan duyurulmalı. Okul yönetimleri ve veliler son dakikada gelen haberle paniğe kapılmamalı. Eğitimin aksaması gibi klasik bahaneler ise artık geçerliliğini yitirdi. Çünkü eğitimi düşünen bir sistem, önce güvenliği sağlamalıdır. Eğitimin telafisi olur ancak geç alınan kararlarda oluşacak herhangi bir olumsuzluğun telafisi olmaz. Kazaları, ölümleri ve benzeri şeyleri telafi edemeyiz. Madem yetkililer meteorolojinin uyarılarını dikkate almıyor o halde bu kurum neden var?
Yetkililere buradan basit bir çağrıda bulunmak istiyorum: İnsanları mağdur etmeyin. Kar yağışı kapıya dayandığında değil, gelmeden önce önleminizi alın. İnsanların hayatını riske atmak pahasına geç kararlar vermenin bir mantığı yok. Bir gün geç alınan bir tatil kararı, birinin hayatına mal olabilir. Hiç kimsenin hayatı birilerinin yanlış ve zamansız aldığı kararlara bağlı olmamalıdır. Unutmayın, en önemli şey insan hayatıdır, gerisi teferruattır.
Bazı ilçelerde gelmeyen öğrenciler devamsız sayılmasın denmiş demek ki bir sorun var ortada