İnsanların sözleriyle eylemleri arasındaki ilişki, toplum içinde güven ve itibarı belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Hepimiz günlük yaşamda bir şeyler söyleyen, ancak bunları yapmayan insanlarla karşılaşırız. Bu tür durumlarda, bireylerin sözlerine olan güvenimiz azalır ve onların karakterlerine dair şüphe duymaya başlarız. Bu bağlamda, bireyin gerçekten kim olduğunu gösteren unsur, neyi yapacağını vaat ettiğinden ziyade neyi yaptığıdır.
Peki nedir bu fark?
Birçok kişi, kendini olduğundan farklı göstermeye çalışabilir veya sosyal kabul görmek için bazı vaatlerde bulunabilir. Ancak zaman, kimin gerçekten ne olduğunu gösteren en iyi araçtır. Örneğin:
İş Hayatında Tutarlılık ve Güven: İş dünyasında bir yönetici, çalışanlarına destek olacağını ve iş yüklerini hafifleteceğini vaat edebilir. Fakat uygulamada, eğer çalışanlarının yanlarında durmuyor, onların taleplerini dikkate almıyorsa, o yönetici için verilen sözlerin hiçbir değeri yoktur. Çalışanların gözünde güven kaybeder ve iş ortamında negatif bir hava yaratır. Dolayısıyla, bir yöneticinin söylediği değil, yaptığı güvenilirliğini belirler.
Toplumsal Hareketlerde Duyarlılık: Topluma fayda sağlamayı hedefleyen birçok kişi, yardım projelerinde aktif rol almak istediğini dile getirir. Ancak gerçekten bu projelere zaman ayıran, özveriyle katkıda bulunanlar, toplumsal vicdanı harekete geçirenlerdir. Söylemde yardım etmeye istekli görünüp de harekete geçmeyenler ile gerçekten yardım edenler arasındaki fark, insanların onlara olan güvenini doğrudan etkiler.
Kişisel İlişkilerde Eylemler: Arkadaşlık ve aile bağlarında da benzer bir durum geçerlidir. Bir kişi, sevdiklerine değer verdiğini sıkça dile getirebilir. Ancak, zor zamanlarda onların yanında olmayıp, sadece sözde destek veren biri, çevresi tarafından gerçek bir dost ya da aile üyesi olarak görülmez. Burada da yapılan eylemler, ilişkinin kalitesini belirler.
Çevre Koruma: Birçok kişi çevreye duyarlı olduğunu, doğayı korumanın herkesin görevi olduğunu sosyal medyada dile getirir. Ancak, geri dönüşüm yapmayan, enerji tasarrufuna dikkat etmeyen veya plastik kullanımını azaltmak için çaba göstermeyen bireyler, söyledikleriyle çelişir. Bu durumda, çevre dostu olduğu söylenen kişinin gerçek niyeti de sorgulanabilir.
Kamu Görevlilerinin Davranışları: Kamu hizmeti sunan bir memur, toplumun ihtiyaçlarına duyarlı olduğunu ve herkesin haklarını koruyacağını vaat edebilir. Ancak işini yaparken vatandaşlara yardımcı olmuyor, onların ihtiyaçlarına kayıtsız kalıyorsa, verdiği sözlerin bir anlamı kalmaz. Toplum, bu tür kişilere güven duymakta zorlanır; çünkü verilen sözlerin samimiyetsiz olduğunu düşünür. Ve bu da Devletin Kurumuna insanların güven duygusunu azaltır.
Günümüzde, özellikle sosyal medyanın etkisiyle, insanlar kolayca söylemlerde bulunabiliyorlar. Çevreye, insan haklarına ya da sosyal adalete dair çeşitli hassasiyetlerini dile getiren kişilerin sayısı oldukça fazla. Ancak gerçekten bu konularda aktif olan, etkinliklere katılan, yardım kampanyalarında gönüllü çalışan kişiler sayıca oldukça azdır. Bu durum, "aktivist gibi görünme" ve "gerçek bir aktivist olma" arasındaki farkı ortaya koyuyor. Zaten herkes sosyal medyadaki paylaşımları gibi olsa ortada hiçbir sorun kalmayacak.
Sonuç olarak, kişinin karakteri, ne söylediğiyle değil ne yaptığıyla şekillenir. Bir sözün arkasında eylem yoksa, o sözün değeri de yoktur. Bu nedenle, bir insanın kim olduğunu anlamak için onun sadece söylediklerini değil, yaptıklarını da dikkate almak gerekir. Sözler, geçici bir etki yaratabilir; ancak eylemler uzun vadeli bir iz bırakır.
Toplumsal ilişkilerde, iş dünyasında veya kişisel yaşamda güven ve itibarı kazanmanın yolu, sözler yerine eylemlerle kendini göstermektir. Başkalarına güven vermek, itibarlı bir konumda olmak isteyen herkesin bu düşünceyi kendine rehber edinmesi gerekir. Eylemler, sözlerden daha fazla anlam taşır ve insanları gerçek değerleriyle tanımanın en iyi yoludur.
"İnsan yaptığı şeydir, yapacağını söylediği şey değil." Sözlerin değil, eylemlerin insanı tanımladığını unutmamak, daha güvenilir bir toplum inşa etmenin de temelidir. Tekrardan güvenilir bir toplum haline dönüşmek temennisiyle.