D'Hondt sistemi, nispi temsil sistemlerinden biri olan ve milletvekili dağılımında kullanılan bir yöntemdir. Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D'Hondt tarafından 1878 yılında tasarlanmıştır. D'Hondt sistemi, birçok ülkede ve Türkiye'de de seçimlerde kullanılan bir hesaplama yöntemidir.
D'Hondt sisteminde, seçim çevresindeki her parti veya ittifakın aldığı oy toplamı, sırasıyla 1'e, 2'ye, 3'e, 4'e... bölünür. Bu işlem, seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşılıncaya kadar devam eder. Elde edilen paylar, büyükten küçüğe doğru sıralanır ve milletvekillikleri bu sıralamaya göre parti veya ittifaklara tahsis edilir.
Örnek olarak, 7 milletvekili çıkaracak bir seçim çevresinde A Partisi 60.000, B Partisi 25.000 ve C Partisi 14.000 oy almış olsun. İlk adımda A Partisi'nin aldığı oy 1'e, B Partisi'nin aldığı oy 1'e ve C Partisi'nin aldığı oy 1'e bölünür. Bu durumda paylar sırasıyla A Partisi için 60.000, B Partisi için 25.000 ve C Partisi için 14.000 olur.
İkinci adımda, en yüksek paya sahip parti veya ittifak milletvekili kazanır ve bu parti veya ittifaktan kazanan pay çıkarılır. Bu durumda A Partisi, en yüksek paya sahip olduğu için bir milletvekili kazanır ve A Partisi'nin payı 60.000'den 30.000'e düşer.
Bu işlem, seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşılıncaya kadar devam eder. Diğer partilerin veya ittifakların payları da sırayla güncellenir ve milletvekillikleri bu paylara göre tahsis edilir.
D'Hondt sistemi, seçim sonuçlarının adil bir şekilde temsil edilmesini sağlamak amacıyla kullanılır. Büyük partilerin avantajını azaltmak ve küçük partilerin temsilini güçlendirmek için tercih edilen bir sistemdir. Ancak bazı eleştirilere maruz kalır ve farklı nispi temsil sistemleriyle karşılaştırıldığında farklı sonuçlara yol açabilir.
D'Hondt sistemi, Türkiye'de 1961'den bu yana genel ve ara seçimlerde kullanılmaktadır. Aynı zamanda Arjantin, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Doğu Timor, Ekvador, Finlandiya, Galler, Hırvatistan, İskoçya, İsrail, İzlanda, Japonya, Kolombiya, Macaristan, Makedonya, Paraguay, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırbistan, Slovenya, Şili, KKTC gibi birçok ülkede de uygulanan bir seçim yöntemi kullanılmaktadır.
D'Hondt sistemi, seçimlerde aday listeleri arasında rekabet ve partiler arası yarışın yanı sıra ittifak içindeki rekabeti de beraberinde getirmiştir. Büyük partiler, seçmenler arasındaki geçişkenliği yüksek olan ittifak ortaklarıyla denge kurarak D'Hondt sisteminin sağladığı "etkin baraj" avantajından en iyi şekilde yararlanmayı hedefler. D'Hondt sisteminin Türkiye'de uygulanan yeni bir yeniliği ise yüzde 7 olan ülke barajının ilk defa uygulanacak olmasıdır.
Diğer bir değişiklik ise milletvekili dağılımı hesaplamasında görülecektir.
Daha önceki uygulamalarda, ittifakın toplam oylarına göre her seçim bölgesinde kazanılan milletvekilleri belirlenir ve daha sonra bu milletvekilleri ittifak içindeki partilere dağıtılırdı. Ancak yeni uygulamada, seçim çevrelerinde her parti kendi oy miktarıyla D'Hondt hesaplamasına göre milletvekili kazanacaktır.
D'Hondt sistemi, seçimlerde adil temsiliyeti sağlamaya yönelik bir yöntem olmasına rağmen bazı eleştirilere maruz kalır. Bazıları, büyük partilerin avantajını azaltmak yerine daha da güçlendirdiğini ve küçük partilerin temsilini sınırladığını savunur. Ayrıca, bu sistemde oy transferleri ve ittifaklar gibi stratejik hesaplamaların rol oynaması nedeniyle sonuçların tahmin edilmesi ve analiz edilmesi zorlaşır.