Adalet her yerde adalettir. Adalet sana, bana değil bize lazımdır. Adalet tüm insanlığa lazımdır. Adaletin şirazesi bozulduğunda insanlık bozulur.
Anarşinin, terörizmin, iç savaşların en büyük tetikleyicisi adaletsizliktir. Bir Fransız özdeyişinde ‘Adaletin küçüldüğü ülkelerde büyük olan artık suçlulardır” denir. Gerçekten adaleti yazılı halde bırakmak adaletsizlikleri gidermez. Adaletin olmadığı ülkeleri incelemeye bile gerek duymadan sathi olarak baktığımızda o ülkelede yaşanmaz olduğu görülecektir. Adaletin sağlanamadığı ülkelrde; “Kanunlar örümcek ağı gibidir; zayıfları ağa yakalanır, güçlüler ise ağı delip geçer.”
“Adalet nedir? Ağaçları sulamak…
Zulüm nedir? Dikenlere su vermek… “
Bir ülkede ağaçlar dururken dikenler sulanıyorsa bir gün gelir su verenlere de batar o dikenler. Adaletle ilgili Mustafa Kemal Atatürk’ün çok veciz bir sözü adaletin ne kadar önemli olduğunun altını çizmektedir. “Adaletin gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul edilemez.”
Siyasi kaygılar ve hesaplar üzerine kurulan iktidarların idare ettikleri ülkeyi götürebilecekleri hiç bir yer olamaz. Temelinde adalet olmayan hiçbir iş başarıya ulaşamaz.
Bir hadisi Şerif’te: ‘Cennete giren üç sınıf var (bunlardan biri de) adaletli hükümdar” olduğu bildirilir. Dünya’da hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir felsefe, hiçbir kanun, adaletsizliğe övgüler dizmez; adaletsizliği yüceltmez. Adalet her yerde adalettir. Adalet tek başına kanunlarla sağlanamaz. Adalet İnsan fıtratının içinde vardır. “Herşey kanun yapmaktan ibaret değildir. Aksine her şey o kanunları uygulamak ve uygulattırmaktan ibarettir. Uygulayan, yerine getiren daima karar verenden daha kuvvetlidir.”
Devlet, insana insan olduğunu eğitim yoluyla anlatarak insanın şuur seviyesini yüceltir. Devlet, insanın toplum içinde insanca yaşanmasının önünü açar.
“İyi olmak kolaydır. Zor olan Adil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır.”
15 Temmuz’da ülkemiz büyük bir badire atlattı. Darbe teşebbüsünün yapıldığı ülkemizde doğru adımlar atılarak darbe bir kalkışmadan ibaret olmuştur. Darbe teşebbüslerinin yapıldığı bir çok ülkede ‘ADALET’ askıya alındığı için ülkeleri kan gölüne çevirtilmiştir. Türk Milletinin kendisine yapılacak darbeyi devletten önce sezerek harekete geçmesi ihtimal dahilinde vahametle sonuçlanabilecek bir iç karışıklığı önlemiştir.
Dikkat edilir ve incelenirse görülecektir ki; bu ve benzeri hadiselerin altında da korkunç derecede adaletsizlikler yatmaktadır. Adalet dağıtanların, adaletsizlikleri birikerek ülkeyi felakete sürükleyecek bir yapıyı doğurmuştur.
BİR ADALET ÖRNEĞİ TEŞKİL EDEN BİR HİKAYEYİ PAYLAŞARAK BİTİRELİM YAZIMIZI
Osmanlı şeyhülislamlarından Molla Fenari şeyhülislam olmadan önce Bursa kadısı idi. Onun kadılığı döneminde bir adam pazardan bir at satın alır. Fakat atın hasta olduğunu fark eder. Geri vermek ister ama satın aldığı adam zorluk çıkartır. Atın hastalığını kabul etmez diye önce kadıya gidip resmi kanaldan işini sağlam yapmak ister.
Mahkemeye gittiğinde kadı Molla Fenari’yi yerinde bulamaz. Sonraki güne bırakır işini. Fakat o gece at ölür. Adam ertesi gün olanları Molla Fenari’ye anlatır. Kadı’ya; Mağdur olduğunu, ne yapması gerektiğini sorar.
Molla Fenari: “Senin zararını ben ödeyeceğim” der.
Adam hayretle Molla Fenari’ye bakar: “Niçin siz ödeyeceksiniz, konuyla ilginiz ve suçunuz yok ki” der.
Molla Fenari: “Evet öyle görünüyor ama aslında benim de suçum büyük. Eğer sen dün makamıma geldiğinde ben yerimde olsaydım, olaya müdahale eder, atı geri verdirir, paranı iade ettirirdim. Bu imkân şimdi yok olmuştur. Senin zararına benim makamımda bulunmamam sebep olduğu için zararı ben ödeyeceğim” der.