Sözlük mânâsıyle ‘istişâre, “Fikir sorma, bir husus hakkında başkalarının görüşünü alma, danışma” (Bknz. Misâlli Büyük Türkçe Sözlük, İlhan Ayverdi, Kubbealtı Lugatı, İstanbul 2011, Sf. 581) demektir.
Yâni, istişâre; karşılıklı fikir alış-verişi’dir. Târîfin içinde yok ammâ, büyük bir nezâket, hoşgörü ve tevâzûyu da bünyesinde taşır.
Üzüntüyle ifade etmeliyim ki; bu, bizde, sosyo-kültürel bir hâdise olarak, doğrudan doğruya, tartışma-münâkaşa-çatışma-hörelenme’den daha ileri saflara kadar yol bulan bir fiiller mecmuâsı hâlinde revam etmektedir.
İlmin gerektirdiği, fikir alış-verişine samimiyetle kavuşabilmemiz için çok daha mesâfe almamız; kibirden, bencilikten, vurdumduymazlıktan, benbilirimcilikten, hasetten…kurtulmamız lâzımdır!..
Aslında; insan nefsi, buna, pek de müsait değildir!..
Bu sözlerim, nefsini dizginleyenler içindir!..
Kur’ân-ı Kerîmde, Âl-i İmrân sûresinin 159. Âyetinde şöyle buyurulur:
“İş konusunda onlarla (ashâbın ile) müşâvere (istişâre) et.”
Yâni; Hazret-i Peygambere bile, istişâre/müşâvere/fikir-alışverişi emredilmiştir.
Şûrâ sûresinin 38. âyetinde de şöyle buyurulur:
“Onların işleri de, kendi aralarında bir istişâreyle (meşveretle)dir.”
Lütfen hatırlayınız; eskiden; Devlet idâresinde, müşâvirlikler vardı. “Bakanlık Müşâviri” tâbiri unutulmuş gibidir!..
“İstişâre eden pişmân olmaz” hadîs-i şerifi de buna bir başka önemli işârettir.
“Akıl, akıldan üstündür.”
Fikir danışmanın, hiç kimseye zararı olmaz!..
Bu kısa girişi şunun için yaptım: Bundan bir süre önce, 20 Temmuz 2024 târihinde, wwwkapsamhaber.com’da, “Köyümden: Bir Çeşme ve İki Câmi’ye Dâir” başlıklı bir makale yayınladım.
“Bir Çeşme” ve “Bir Câmi”den karşılık geldi… Yâni; ‘istişâremiz’ hedefine ulaştı.
Teklifimiz üzre, çeşmenin künyesi, bunun yapımında öncü olan (geçen yazımda ismini takdim edemediğim, çeşmenin yapımında en önde bulunan arkadaşım) İş Adamı Hasan Kalay, Eczâcı Hayrettin Kalay ve Diş Tabibi Mehmet Kalay ile yaptığımız istişâre neticesinde aşağıdaki şekilde –tekrar- düzenlenmiştir:
HACI KÂMİL KALAYCIOĞLU ÇEŞMESİ
(1831-1907)
BEŞİKDÜZÜ (1869) KUR’ÂN KURSU KURUCUSU VE HOCASI
Başta; kıymetli köylülerim, arkadaşlarım, dostlarım İş Adamı Hasan Kalay, Eczâcı Hayrettin Kalay ve Diş Tabibi Mehmet Kalay Beyler’e ve bu çeşmenin yapımında her türlü katkıda bulunanlara teşekkür ediyorum.
Diğer mesele; sözünü ettiğim câmilerden bir olan ve kapısında, “Beşikdüzü Müftülüğü Vardallı Mahallesi Aşağı Camii-1955” künyesi bulunan câmidir.
Makalemin yayınlanışından birkaç gün sonra, bu câminin imamı olan Hasan Öztürk tarafından telefonla arandım.
Çalışkan, istişâreyi seven insanlar hangi meslekten olurlarsa olsunlar, mes’uliyet hissiyle meselelere intikal ederler ve çâre ararlar… Zâten; yazımın başlığını da, “ÇÂRE: İSTİŞÂRE” koymamın sebebi budur!..
Merhûm Hacı Kâmil Kalaycıoğlu Vardallı Köyü mensubudur. Kur’ân Kursu’nu 1869’da kurmuştur.
Elbette ki, mensup olduğu köyün câmisi de buna yakın bir zamanda inşâ edilmiş olmalıydı ki; Vardallı Aşağı Câmi İmamı Hasan Öztürk’ün bana verdiği bilgiyle bu da teyit ve tescil edilmiş oldu.
Yâni; İmam Hasan Öztürk’ün verdiği bilgiye göre, bu câmi (1955)’de değil, bu târihten (89) sene önce (1866)’da yapılmıştır!..
İmam Hasan Öztürk tarafından, câminin kapısının üzerindeki levha (1866) olarak gerekli düzeltilmiş.
Gerek çeşme ve gerekse câminin yapım tarihi hususunda gerekli hassasiyeti gösteren bütün dostlarıma teşekkür ederim.
Köy; âileden sonraki ilk mekânımızdır… Onu koruyamayan, ona gereken kıymeti ver(e)meyenlerin ağlaşıp sızlaşmaya hakları yoktur!..
Bilinmelidir ki, istişâresizler; bugün değilse bile, bir gün, mutlaka, çâresiz kalırlar!..
Saygı değer Hocam'a bu duyarlılığından dolayı çok teşekkür ediyor,sağlık sıhhat afiyetler diliyorum.