Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz. (Mustafa KUTLU)
Toplumlar, sahip olduğu kültürel birikimi devam ettirme eğilimindedir. Başta aile ve eğitim kurumları olmak üzere toplumsal bütün kurumlar bu işlevi yerine getirmeye çalışır. Ancak toplumlar, dinamik varlıklardır. Çünkü tarihsel süreç içerisinde dünyada meydana gelen değişim ve gelişmelerden az veya çok etkilenirler. Günümüz koşullarını göz önüne aldığımızda bu değişim ve gelişmelere bağlı olarak daha hızlı bir dönüşüm yaşanmaktadır.
Kültürel değişimlerin yönünü belirleyen ana husus ise, toplumsal kurumlara yüklenen anlamlardır. Din, siyaset ve ekonomik nedenlerden dolayı toplumsal değişime zorlanır. Öyle ki, eğitimden, hukuk sistemlerine; aile hayatından, şehir hayatına kadar bütün anlayış ve yaklaşımları da değişimden yana nasibini alır. İnsanı yönlendiren, insanı yetiştiren, bir terbiye içerisinde toplum bir parçası haline getiren; insan ilişkilerinin boyutunu belirleyen en önemli hususlar aile, eğitim ve hukuk sistemidir. Din, siyaset ve ekonomi gibi toplumları saran makro anlayışlara göre, diğer toplumsal kurumlar şekillenmeye başlar.
18. yüzyıldan itibaren bütün dünyayı kuşatan ve bugün bütün dünyayı saran bir sistemin içerisinde bulunmaktayız. Her toplum sahip olduğu kültürel birikimin getirdiği farklılıkların yanında, birbirine benzeyen özelliklerin arttığı görülmektedir. Özellikle kentleşmeyle birlikte, kent hayatının getirdiği asgari yaşam standartları hemen her yerde aynı şekilde kabul görmektedir.
Bütün bu toplumsal kurumların yanında insanların boş zaman etkinliklerini değerlendirmesi, eğlence kültürleri sahip olunan kültürel birikimin bugünkü yansımasını göstermektedir. Sosyal ve kültürel hayatın, diğer bir ifadeyle kültürel kimliği gösteren en önemli husus, insanların boş zamanlarını nasıl değerlendirdiğidir. Bu anlamda bir toplumun kültürünün en canlı tarafı boş zaman etkinlikleridir.
İnsan, boş zamanlarını nerede geçirir? Boş zamanlarında aklına neler yapmak gelir? İnsanlar, genelde hangi sosyal mekânlarda birlikte olmayı tercih eder? Toplum içerisindeki tercihler, toplumun hangi yöne doğru evrildiğinin en önemli göstergeleridir.
Toplumları kuşatan toplumsal kurumların bizi nasıl yönlendirdiğini, zihniyet dünyamızı hangi yönde etkilediğinin somut göstergeleri, boş zaman etkinliklerinde gizlidir. Kitap okuma alışkanlıklarımız, eğlence kültürümüz, bulunduğumuz sosyal ve kültürel mekânlar, sohbet ve tartışma konularımız, ibadetlere ilişkin yaşayışlar, bayramları nasıl geçirdiğimiz gibi anlayışlar bizim sahip olduğumuz kültürel kimliğimizin somut göstergeleri durumundadır. Toplumsal hayatın diğer hususları ise her toplum için hemen hemen aynıdır. Hemen her toplumda iş hayatı, aile hayatı, sosyal ve kültürel hayata ilişkin belli yaklaşımlar vardır. Aile hayatını önemsemeyen bir toplum yoktur. İş hayatı, verimlilik yaklaşımlarındaki farklılıklar dışında genelde birbirine benzemektedir. Sosyal ve kültürel faaliyetlerde de ortaya konulan anlayışlarda da benzerlik vardır. İçerik olarak kültürel birikimin yani, kültürel kimliği gösteren hususlar olmasına rağmen şekil itibariyle meseleyi değiştirmemektedir. Kentleşme, şehir hayatı, küreselleşme, toplumları birçok alanda birbirine yaklaştırmakta, yapılan uygulamalar noktasında da benzerlikler ortaya çıkarmaktadır.
Dini, siyasi ve ekonomik anlayışların bizleri nasıl etkilediğini gösteren, zihniyet dünyamızı dönüştüren, sosyal alışkanlıklarımızı, insan ilişkilerimizin boyutunu belirleyen, kültürel kimliğimizi belirleyen en önemli faktör, günümüz şartlarında, boş zaman etkinlikleridir.
Örneğin öğretmensiniz ve hafta sonu tatilindesiniz; tatilinizi nasıl değerlendirirsiniz? Aklınıza ilk neyi yapmak gelir? Sakin, sessiz bir göl etrafında balığa gitmek mi? Eş dost akrabalar ile vakit geçirmek mi? Bir cemiyet veya cemaatin etkinliğine katılmak mı? Hangi kültürel mekânları gezmeyi tercih edersiniz? Ya da evinizde dinlenerek mi vakit geçirmeyi tercih edersiniz? Evde vakti, uyuyarak mı, kitap okuyarak mı, televizyon izleyerek mi, aile için sohbet ederek mi, ibadet ederek mi geçirirsiniz? Ya da bilgisayarda vakit geçirerek, oyun oynayarak, yemek yiyerek mi vakit geçirirsiniz? Sosyal meseleler işte burada devreye girmektedir. Hangi sosyal mesajlarla hayatımızı yönlendirmeye başlamış isek, ona uygun alışkanlıklar geliştiririz. İş hayatında ekonomik, ev hayatında dini, sosyal hayatın içinde siyasi davranamazsınız. Bunlardan birisi hayatınıza büyük ölçüde yön vermektedir. Öyle ki, bizim boş zaman etkinliklerimizi bile belirlemektedir. Çünkü insan hayatına ilişkin bütün meseleler, yani zihniyet dünyamız bütün bu süreçlerden etkilenmektedir.
Bugün kültürel kimliğin taşıyıcısı konumunda olan en önemli husus boş zaman etkinliklerinin değerlendirilmesidir. İnsan ve toplum kültürel birikimi devam ettirmek istiyorsa, boş zaman etkinliklerinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususunda yönlendirici olması gerekir. Dostluklar, iş hayatında ortaya çıkmaz. Boş zaman etkinliklerinde yapılan paylaşımlarla dostluklar gelişir.
Daha önceki yazılarımızda da kısmen üzerinde durduğumuz gibi, en güzel dostluklar bir sabah veya teravih namazında omuz omuza saf tutulan dostluklardır. Niyet belli, akıbet belli, ihtiyaç belli, yapmak istediklerimiz belli, nerden gelip; nereye gideceğimiz de belli…
Herkese Hayırlı Ramazanlar.