Bir işi murad etme,
Olduysa inat etme,
Haktandır,o reddetme,
Mevla Görelim neyler
Neylerse güzel eyler.
İbrahim Hakkı Hz.
Türk Milleti, Cumhuriyet tarihi boyunca vermiş olduğu demokrasi mücadelesinde her zaman basiretini göstermektedir. Sandık sonuçları üzerinde tartışmalar yaşanmasına rağmen milletin feraseti ve mesajı sandığa yansıdığı görülmektedir. 1946 çok partili siyasi hayatın içerisinde her seçim dönemi çok farklı tartışmaları kendi içerisinde getirmesine rağmen Türk Milleti oylarını rastgele kullanan bir topluluk olmamıştır. Buradan çıkarmamız gereken birinci mesaj şudur ki: Türk Milletinin vermiş olduğu kararı kabul etmek ve basiretine güvenmektir.
Tabi ki her seçim sürecinin belirleyicileri muhakkak vardır. Ancak bugünkü yazımızın mevzusu bu değildir. Bugünkü yazımızın ana konusu bitmiş olan seçimlerin yapılış sürecini tartışmaya açmak değildir. Seçim ve sonuçları üzerinden meselenin irdelenmesidir.
16 Nisan 2017 Referandum Seçimleri sonucunda %51 lik bir oy oranı ile yeni hükümet sistemi halk tarafından onaylandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bundan sonra yeni bir hükümet sistemi modeli olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilecektir. Süreç kendi içerisinde adım adım işletilirken, uyum yasaları ile birlikte mesele tekrar ele alınacak ve nihayet 2019 yılında yeni sistem tamamıyla yürürlüğe girmiş olacaktır. Yeni sistemin en belirleyici kısmı ise şüphesiz Başbakanlık müessesesinin ortadan kalkması, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Meclis seçiminin birlikte yapılmasıdır. Yani yürütme ile yasama organlarının seçimi aynı gün ama ayrı bir şekilde yapılacaktır. Ancak bundan sonraki süreçler mevcut iktidar için olay olmayacak gibi görünmektedir. Çünkü Türkiye’de %49’luk önemli bir kitle kendince bir blok halinde hayır olarak karşılarında durmaktadır. Değişen sistemin bir nevi denetleme mekanizması bu kesim olacaktır. Bu açıdan bakıldığında referandum sonuçları itibariyle 2019 seçimleri kolay olmayacaktır. Daha doğru bir ifade ile 2019 seçimlerine kadar yapılacak her uygulama, atılacak her adım, liyakat ve adalet terazisinde tartılması gerekecektir. Çünkü liyakat ve adalet ölçüsünde yerine getirilmeyen uygulamalar nedeniyle sürekli tartışmaya açılacak, mevcut hükümeti, Cumhurbaşkanını ve uygulamalarını tartışmaya açacak bir kitle ile karşı karşıya bulunmaktadır. Ekonomik krizler, toplumsal uyumsuzluklar, sosyal problemler, dış politikadaki belirsizlikler vs. de eklendiğinde süreç artık kolay olmayacaktır.
Mevcut seçim sonuçları dikkate alındığında bu sürecin en önemli aktörü Devlet Bahçeli olduğu görülmektedir. Sistemi kendi içerisinde devam ettirmek isteyenler Devlet Bahçeli ve Milliyetçi Harekete ihtiyacı bulunmaktadır. 2019 seçimleri AKP için tam bir demokrasi seçimi olacaktır. Gelecek iki yıl boyunca gerilimi artırdığında, FETÖ ile ilgili siyasi mücadeleyi yapamadığında faturayı seçimlerde görme ihtimali yüksektir. Bugün siyasi konjektürde ortaya çıkan boşluğu dolduracak yeni aktörler de sahaya çıkacaktır. Görülen odur ki, mevcut iktidar referandum öncesi süreci arayacaktır. 2010 referandum sonucu ortaya çıkan sorunlar karşısında geri dönüşleri olmuştu, ancak 16 Nisan 2017 referandum sonucu ortaya çıkacak problemler karşısında geri dönüş kolay olmayacaktır. AKP geçen on beş yıl boyunca elde ettiği birçok kazanımı, 2019 seçimleriyle hem de kendi elleriyle birilerine teslim etmek zorunda kalabilir.
İşte bu noktada AKP kendi içerisinde önemli tartışmaları yaşayacaktır. Eğer seçim sonuçları belirgin bir şekilde Evet çıkmış olsaydı, AKP diye bir yapının varlığına ihtiyaç kalmayacaktı. Ancak bugünden itibaren hem AKP kendi içerisinde çözülmeler yaşayacak hem de moral kazanmış ve konjektürden faydalanacak olan bir muhalefet ortaya çıkacaktır. Bir de bütün bunlara yukarıda bahsettiğimiz gibi diğer hususlar eklenecektir. Türk’ün ateşle imtihanı derler ya, Türk tarihi açısından onlardan birini yaşadığımız bir sürece girdiğimizi söyleyebiliriz.
Yazımızın başında dediğimiz gibi, Türk Milleti kendisi verdiği karara saygı duymak ve değişen sistem içerisinde yeni arayışlar bulmak, çözümler ortaya koymak gerekir. Mevcut değişen sistemden seçim sonuçlarına göre artık tek adamlık çıkmayacağı görülmüştür. Asıl seçim 2019 da olacağı görülmektedir. Siyaset üretecek olan kişi ve kurumlar bu yeni duruma göre konumlarını belirleyecek ve demokrasi mücadelesini verecektir. Bu süreci başlatan Devlet Bahçeli ve MHP iken, bundan sonraki sürecin de kilit ismi ve kuruluşu olmaya devam edecektir. Ancak yeni muhalefet ve siyasi boşluk ortaya çıkacaktır. Bunun da 2019 seçimlerini nasıl etkileyeceğini hep beraber göreceğiz.