Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür.(İbni Haldun)
ORGANİZASYON MODELLERİ
Günümüz siyasi ve sosyal yapıların gelişimini destekleyen dört temel unsur bulunmaktadır. Bunlar finans, eğitim, medya ve sivil toplum kuruluşlarıdır. Siyasi veya sosyal ağın merkezini bu unsurların bileşkesi oluşturmaktadır.
Finans kaynağı, siyasi veya sosyal ağların olmazsa olmaz unsurlarından birisidir. Bu unsur olmadan, eğitim, medya ve sivil toplum kuruluşlarında başarılı olma ihtimali çok düşüktür. Finans kaynağı hem siyasi veya sosyal yapıların ekonomik kaynaklarını oluşturur, hem de bu tür yapılara mensup olanları birbirine bağlar. Böylece siyasi veya sosyal yapıların ihtiyaç duyduğu alanlarda daha rahat hareket etmesi noktasında sermaye sağlar.
Eğitim unsuru ise siyasi veya sosyal yapıların en önemli yapı taşlarından birisidir. Çünkü verimli insan kaynaklarını ortaya çıkaran unsurdur. İdeolojik yönlendirmelerin merkezini oluşturur. Daha okul öncesinden başlayan, üniversite ve sonrasına kadar uzanan uzun ve zahmetli bir süreçtir. Ancak siyasi ve sosyal yapılara katkısı göz önüne alındığında bütün bu unsurlar içerisinde en kalıcı olanıdır. Günümüz Türkiye’sinin siyasi veya sosyal ağlarına baktığımızda büyük çoğunluğunun eğitim müesseseleri bulunmaktadır. Bu müesseseler hem ticari hem de nitelikli insan kaynaklarını ortaya çıkarmak açısından katkı sağlayan kuruluşlardır.
Medya unsuru, siyasi veya sosyal ağların önemli unsurlarından birisidir. Bütün siyasi veya sosyal ağlar medya ağlarına sahip olmak ister. Gazetesinden, televizyonuna, dergisinden, internet ağlarına kadar çok geniş alanda kendisini gösterir. Medyanın en önemli tarafı hem siyasi veya sosyal yapı içerisinde bilgi akışını sağlamak hem de siyasi veya sosyal yapının dışına mesajlar gönderilir. Fikri ve ideolojik söylemler bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak topluma iletilir. Günümüz Türkiye’sinin siyasi veya sosyal ağlarına baktığımızda büyük çoğunluğunun medya müesseseleri bulunmaktadır. Bu müessese aynı zamanda siyasi veya sosyal ağların kamuoyu oluşturma alanıdır. Özellikle siyasi yapılar için medya unsuru olmazsa olmaz unsurlardan birisidir.
Sivil toplum unsuru ise nitelikli ve gönüllü olan insan kaynakları içerisinde hem sosyal sermaye oluşturmakta, hem siyasi veya sosyal yapının kendi iç dinamiklerini canlı tutmakta, hem de toplumun çok farklı kesimleri içerisinde varlığını sürdürmesine neden olmaktadır. Sadece günümüz Türkiye’si değil, aynı zamanda dünyada da ağırlığını hissettiren en önemli yapılardan birisi sivil yapılardır. Özellikle siyasi tartışmalar önce sivil toplum yapıları içerisinde ele alınıp, değerlendirilmekte, sonra bu yapılar eliyle de kamuoyuna sunulmaktadır. Medya desteğiyle de toplumsal alanda geniş kitlelere ulaştırılmaktadır. Günümüz Türkiye’sinde ulusal veya uluslararası birçok sivil toplum kuruluşları bulunmaktadır. Gönüllü bazı yapılar hariç, genel olarak bir siyasi veya sosyal yapının birer unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Sivil yapıların en önemli avantajı, insanı ve mensubu olduğu sivil yapı sayesinde dayanışmayı güçlendirmesi, belli alanlarda uzmanlaşması, söz sahibi olması ve bu sayede de toplum nazarında bir kanaat oluşturma vasfı vardır. Bu yapılar insan kaynaklarını verimli şekilde kullanmaktadırlar. İnsanın enerjisini, sorumluluk alanlarını doğru kullanan yapılar günümüz sivil yapıları içerisinde başarılı olmaktadır. Bugün sivil toplum kuruluşları, iktisadi işletmelere sahip olarak, ulusal veya uluslararası fonlar sayesinde proje üreten kurumlar haline gelmiştir. Sivil yapılar aynı zamanda nitelikli insan yetiştirme alanlarından birisidir. Günümüzde sivil toplum ağlarına sahip olmayan siyasi veya sosyal yapıların başarılı olma ihtimalleri çok düşüktür.
Günümüzün etkili siyaseti bu unsurlar üzerine bina edilmektedir. Ortak akıl, dayanışma, fedakârlık, insan yetiştirme, ekonomik, sosyal, kültürel gelişimi destekleyen unsurlardır. Günümüzde bütün bu unsurları etkili şekilde kullananlar başarılı olmaktadır. Ancak günümüz Türkiye’sini göz önüne aldığımızda bütün bu unsurları dikkate aldığımızda özellikle Türk Milliyetçilerinin etkin olamadığını görüyoruz. Bunun sosyolojik ve de psikolojik sebepleri muhakkak vardır. Ancak finans, eğitim, medya ve sivil toplum kuruluşları noktasında diğer siyasi veya sosyal yapılarla karşılaştırdığımızda varlığı ya bulunmamakta, ya da sürdürülebilir bir yapı haline getirememektedir. Ancak yukarıda da izah etmeye çalıştığımız gibi bütün bu unsurlar olmadan hem siyasi hem de sosyal alanlarda başarılı olma ihtimali yoktur.
GÜNÜMÜZ SİYASİ HAREKETLERİ
Günümüz Türkiye’sinde siyasi yapılar iki türlü hareket etmektedir. Bunlardan birisi ideolojik hareketler, diğeri de kitle hareketidir. İdeolojik hareketler, uzun vadeli, sert ve soyut siyasi söylemler geliştirirler. Bu tür söylemler ya refah düzeyi yüksek toplumlarda ya da buhran dönemlerinde toplum tarafından karşılık bulmaktadır. Ancak Cumhuriyet Türkiye’sinde ideolojik siyasi hareketlerin başarılı olamadıklarını görüyoruz. Toplumda bir güç olarak karşılığı olmasına rağmen, siyasi bir başarısı olamamaktadır. Kitle siyaseti yürütenler ise, gündelik ihtiyaçlara cevap verecek söylemler geliştirirler. Dolayısıyla kitle siyasetinin söylemleri kısa vadeli, esnek ve somut söylemlerdir. Dolayısıyla Cumhuriyet Türkiye’sinde kitle siyaseti yürütenlerin siyasi başarılarının sebeplerinden birisi bunlardır.
Türk Milliyetçilerinin her iki söylemi de dengeli bir şekilde kurmak zorundadır. Yani bir yandan devleti ebed müddet anlayışı, diğer yandan da insan ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek söylemleri birlikte kullanması gerekir. Bugünün Türkiye’sinde bunun üretildiği, geliştirildiği ve topluma mal edildiği organizasyon modellerine ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç modelleri de yukarıda saydığım temel unsurlardır. Siyaset ise bu temel unsurlar üzerine bina edilmesi gerekir. Böylece ideolojik ve kitle siyaseti birlikte yürütülebilir. Ancak Türk Milliyetçilerinin müessesleri sadece ideolojik söylemlere hitap etmektedir. Dolayısıyla uzun vadeli siyasi söylemler nedeniyle, gençlik heyecanı içerisinde dinamik yapılar zamanla kitle siyasetinin içerisinde söz sahibi oldukları görülmektedir. Yani farklı siyasi yapılarda kendisini göstermektedir. Bugün özellikle lise ve üniversite gençliği üzerinde etkili olan Türk Milliyetçileri, üniversite sonrası siyasi veya sosyal hayatın içerisinde aynı etkiyi gösterememektedir. Çünkü zaman içerisinde nitelikli insan kaynaklarını kaybetmektedir.
SONUÇ
Günümüz Türkiye’sinde Türk Milliyetçilerinin iki noktada açmazı bulunmaktadır. Bunlar Türk Milliyetçilerinin organizasyon modelleri ve siyasi söylemleridir. Günümüz siyasetinde iki yaklaşım da önemlidir. Siyasi organizasyon finans, eğitim, medya ve STK üzerine inşa edilirken, siyasi söylemler de hem gündelik ihtiyaçlara cevap verecek hem de toplumu bir kızıl elma etrafında bütünleştirecek söylemler olmalıdır. Bugün Türk Milliyetçileri, kitle siyasetini yürütenler gibi popülist politikalar geliştirmeli demiyoruz. Ancak toplumun ihtiyaçlarını tespit etmek ve bunu siyasetin ana unsuru haline getirmek zorundadır. Kısa vadeli, esnek, somut söylemler ile uzun vadeli, sert ve soyut söylemleri birlikte ele almak zorundadır. Bunun en verimli ve etkili yolu da organizasyon modellerini gözden geçirmektir.