Asırlar boyu değişmeyen, tarihin her döneminde yaşanılan yoksulluk, günümüzde de modern dünyanın tüm yeniliklerine rağmen hâlâ geçerliliğini koruyan bir olgudur. Açlık sınırı, korumasız çocuklar, fakir aileler ve fakir dünya, bu sorunun ne kadar kalıcı olduğunun göstergesidir. Toplumsal değişimler, ekonomik büyümeler, küreselleşen modern bir dünya ve bunun tam zıttı olarak hâlâ var olan fakirlik ve yokluk mücadelesi.
Fakirlik Kalıcı Bir Sorun Mu?
Öncelikle ülkemizde açlık sınırı asgari ücretle kıyaslanınca, "Evet, biz fakiriz" diyebiliriz. Türk-İş açıklamasına göre açlık sınırı 19.271 TL, yoksulluk sınırı ise 62.772 TL’dir.
Fakirliğin bir de yoksulluk sınırı vardır. Milyonlarca çalışanın asgari ücret geliri ise net 17.002 TL’dir. Buraya kadar her şey net; ortada, fakir ve yoksulluk, harcamaların altında bir kazanç gelir elde etmekte.
Hayatını zor şartlar altında devam ettiren, bunu kısıtlı imkânlar dâhilinde elde etmeye çalışan insanlar ekonomi açısından fakirlerdir.
Sağlıktan eğitime her alanda fakirlik bir tokat gibi yüze vuruluyor. Çünkü her alanın modern denilen, teknoloji açısından zengin sunumları var ve bundan sadece zenginler faydalanıyor.
Herkes okuyacak, herkes meslek sahibi olacak diye bir kural yoktur. Zincirleme çalışma sisteminde temizlikçiden doktora, öğretmenden hademeye kadar her meslek grubuna ihtiyaç vardır.
Peki, aradaki bu uçurum elzem mi?
Asgari ücret, insanların fakir olmasına gerekçedir. Hiyerarşik çalışma, ücretle başlayıp, rütbeye yön vermektedir. Ve bu ülkede fakir olanlar genelde asgari ücret almakta ve ondan başka geliri olmayanlardır. Asırlardır çözüm bulunamamış, hatta gün geçtikçe hızla artmaktadır. Modernlik de bunun tuzu biberi olmuştur adeta. Modern bir ülkeyiz demek için önce çocuğuna kalem alamayan baba kalmamalı; hamburgerin ne demek olduğunu bilmeyen çocuklar var bu ülkede. Neyin modernliği, neyin küreselleşmesi, hangi teknoloji...
Zengin Ama Fakir
Bir de işin bu boyutu var: mesleği gereği yüksek gelire sahip olan kitle veya malı mülkü temeli sağlam olanlar. Nedendir bilinmez, asırlardır ekonomiden en çok şikâyet eden kitledir. Modernlik tanımını en iyi onlar yapar ama fakir bir ülke olduğumuzu iddia ederler. Tatile giden, ayda bir dışarıda yemek yiyen, özel hastanede muayene olan, çocuğunu özel okula gönderen, yazlığı, kışlığı olan ve fakir insanlara "Moderniz, artık çağa ayak uydurun" diyenler.
Evet, fakiriz, fakir bir ülkeyiz. Modernliğin, teknolojinin çağ atlamış fakir insanlarıyız. Düşünceler fakir, asgari ücret fakir, açlık sınırı zengin bir ülkeyiz. Ve ekonomistler buna asırlardır çözüm bulamıyor. Yazmak kolay, yaşamak zordur.
Saygılarımla.
Kıymetli Yazar/Şair Amine hocamı ele aldığı bu bitmeyen kölelik anlayışını ele aldığı için kutluyorum iyiki sizin gibi kıymetler var hocam sağlıkla yaşayın
Kesinlikle hak veriyorum çok güzel anlattınız helal olsun
"Düşünceler fakir, asgari ücret fakir, açlık sınırı zengin bir ülkeyiz." yazınızdaki bu cümleye cevaben en azından düşünceler zengin olsun duacısıyım.Sevgiler Saygilar
Merhaba değerli arkadaşım kalemine yüreğine sağlık,tarih boyu bencillikle,sadece herşey benim olsun hırsı hiç bitmedi ve dünya nimetlerinden sadece güçlü ve zalim tabaka faydalandı;netice olarak büyük çoğunluk herşeyden mahrum bırakıldı. Paylaşım kültürü olmadığı için topyekün kargaşa ortamında buluyoruz kendimizi.Oysa dünya hepimize yeterdi ,biz paylaşmayı bilemedik????