Sanat İçin Giyindim

Sanat Nedir?

Sanat bir toplumun eğitimi, ideolojisi, kültürü, lisanı, gelişimi, edep çizgisi, geleceğin ve geçmişin ayak izidir.

Sanatçı bir gayeye yön, sanatı ise meşaledir.

Duygusal, zihinsel zekanın ifade sunumu süsü temsilidir

Geçmiş tarihe bakıldığında sanatın inceliğinin gerek görselde, gerekse sanatkara duyulan hayranlık gözler önünde takdire şayandır. 
İstanbul başta olmak üzere tüm dünya sanat ve nakkaşın ince sanatını sergiler. 

Sanat sanatçı ünvanını almak için değil topluma hitap edebilmek dokunabilmek içindir. 
Sanatın, sanatçının izlerinden gelenler yönünü değil nasıl sanatçı olabilirim cevabını bulmalıdır.

Sanatçı Kılık, Kıyafet Adabı

Kılık, kıyafet, diksiyon, zarafet, edep sanatçı kimliğinin aynasıdır. Yansıma, yansıtma derinliği abartmadan veya pejmür de olmamasına özen göstermek bilinmelidir ki, ölçüyü kaçırmadan haddi aşmadan edebi boyutu gösterişe meyil  vermeden olmalıdır. İnsanoğlu kendini göremez anlayamaz zaman, zaman sormalı eleştiriye açık ve mütevaziliği  terk etmeden kibirden uzak durarak yüreklere dokunmalı. 

İnsanın yüreği cevher olursa her işi başarılı ve geri dönüşümü işlenen bir altın olur. 

Sanatçı kendini beğenmek yerine ben ne yapabilirim nasıl insanlığa faydalı olabilirim demeyi hayat görüşü haline getirmeli.

Rol model olurken birçok kişinin onu gözlemlediğini düşünerek emin adımlarla nakış, nakış işlemeli, karar verirken bir yandan nefsini terbiye etmelidir.

Sanatçı İslamiyet'e uygun giyim tarzına sahipse reçeteye uygun giyinmelidir ki, tarifteki gibi zihinlerde iz bırakmalı. 

Şöyle ki savunulan ve zikredilen neyse insan söylemine uygun yaşamalı yaşamıyorsa sanata örnek olmamalı. 

Mütevazilik Allah'ın sevdiği kulun yüreğine tebessüm bırakan bir duygudur her gün yeni ve değişik ve markalı kıyafetler özendirici eylemler enaniyetten  öteye geçmez. 

Bunun yerine temiz giyinmek sade bir hayat elzemdir gençleri geleceği düşünerek sanatını icra eden bir sanatçı bu ülkenin ışığı olduğu gibi insanlık adına verdiği mücadelenin gayesi beraberinde insanlığa aydınlık bir yol çizerek ilerler.

Unutmayalım ki sanatkar  baştan, aşağı her yaptığı dikkatle izlenen merak edilen toplum süsüdür.

Sanatçı Görüşü Nasıl Olmalı?

Günümüz de sanat ve sanatçı olmak fenomen olmak gibi algılanmaya başlandı veya akıllara ilk gelen şarkıcı, besteci, ressam, yazar geliyor.

Asıl sanatçı tüm toplumdur.
İnşaat mühendisi, mimar, doktor öğretmen, temizlik görevlisi herkes farklı şekil de sanat icra eder.

Lakin bir mimarın veya mühendisin inşaa ettiği binanın bir duvarını eksik yaptığını düşünün ve bu oda mahremiyet nasıl olur?

Binanın boyası değil korunaklı bir yuva olması ilk tercihtir, veya bir doktorun ameliyatı yarıda bırakıp çıktığını düşünün, temizlik görevlisi işini yapmazsa işten atılır, imam namazı yanlış ihya ederse tüm cemaatin sorumluluğunu almış olur.

Öğretmenlerin okuma ve yazma öğretemediği öğrenci yoktur.

Bir anne ve baba, belki de en büyük sanatçıdır; çünkü çocuk yetiştirir.

En güzel sanatçı ise kainat sahibi, altın tepside kusursuz sunum yapan Sanatçı Yaratıcımız. 

Konumuz sanat ve sanatçı lakin her insanın görevleri vardır ve sadakat için de vazife bilerek örnek olmalıdır. 

Birbirine inci tanesi gibi bağlı olan manevi ve kültürel değerleri yaşamak ve yaşatmak işte asıl sanat budur. 

Sanatcının daha özenli olması gereken tek yönü her hareketinin örnek olduğunu hatta özendirici olduğunu unutmayın. 

Her daim ülkesi, toplumu için ne yaparım, ne yapmalıyım düşüncesi gerçek sanatçı kimliğidir. 

Beğenilmek uğruna yapılan sanat narsist bir yapıya sahip olup kendi ışığında erdiği gibi çevresini de ziyan eder. 

Gül olmalı, gül kokmalı, bahçeye gül eken olmalı. 
Değil midir bahçıvan renk, renk çiçekleri yetiştiren bir çok kişiyi mutlu eden o güzeller, güzeli gülleri yetiştiren. 

Biz gayesi olan insan ah, sen ne değerli sanatçısın...